Genel Olarak
Bilindiği üzere; çoğu ceza yargılaması, yakalama veya tutuklama tedbirinin uygulanması ile başlamakta veyahut da işbu yakalama ve tutuklama tedbirleri ile ceza yargılamasının herhangi bir bölümünde karşı karşıya kalınmaktadır.
Ceza hukuku uygulamamızda ise ne yazık ki; tutuklama tedbiri uygulanırken gerekli hassasiyet gösterilmemekte ve aslı itibariyle bir koruma tedbiri mahiyetinde olan tutuklama, çoğu zaman infaza dönüşmektedir.
Son zamanlarda da artarak devam eden tutuklama ve yakalama tedbirlerinin uygulamadaki sıkıntılarının giderilmesi amacıyla olsa gerek 14 Temmuz 2021 tarihinde olumlu olarak nitelendirebileceğimiz bazı değişiklikler Resmi Gazete’de yayımlanmış olup tarafımızca faydalı olabileceği düşüncesiyle işbu değişiklikleri aktarma gerekliliği duyulmuştur.
Mesai Saatleri Dışında Yakalanan Ve Belirlenen Tarihte Hazır Olacağını Bildiren Kimselerin Salıverilmesi İmkanı Getirilmiştir.
14 Temmuz 2021 tarihinde Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 94. maddesine eklenen 3. fıkra ile yakalama hakkında yeni bir hüküm getirilmiştir.
Bu hükme göre; ifadesi alınmak amacıyla düzenlenen yakalama emri üzerine mesai saatleri dışında yakalanan ve belirlenen tarihte yargı mercii önünde hazır bulunmayı taahhüt eden kişinin serbest bırakılması, Cumhuriyet savcısı tarafından emredilebilir.
Görüldüğü üzere; hükmün muhatabı, mesai saatleri dışında yakalanan kimseler olup bu kimsenin belirlenen tarihte hazır olacağını taahhüt etmesi halinde Cumhuriyet savcısının serbest bırakılmasını emretmesi mümkündür.
Ancak hemen ifade edilmelidir ki; savcının bu noktada herhangi bir zorunluluğu bulunmamakta olup serbest bırakma kararı verip vermemek hususunda takdir yetkisi bulunmaktadır.
Yine de belirli tarihte hazır bulunacağı taahhüdü karşılığında kişinin serbest bırakılmasına imkan tanıyan işbu hükmü olumlu olarak karşılamak gerektiği kanaatindeyiz.
Hükmün devamında; işbu hükmün her yakalama emri için ancak bir kez uygulanabileceği belirtilirken taahhüdü yerine getirmeyen kişiye, yakalama emrinin düzenlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından 1.000 (bin) Türk lirası idari para cezası verileceği de yine hüküm altına alınmıştır.
Katalog Suçlar Hakkında Verilecek Tutuklama Kararları Bakımından “Somut Delil” Şartı Getirilmiştir.
Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 100. maddesinin 3. fıkrasında “Katalog Suçlar” adı verilen birtakım suçlar belirtilmiş olup işbu suçlar söz konusu olduğunda ve kuvvetli şüphe sebepleri varsa tutuklama kararının verilebilmesi değişiklikten önce mümkündü. İşbu madde hükmü nedeniyle katalog suçlar söz konusu olduğunda hiçbir tutuklama nedeni olmasa dahi tutuklama kararlarının verildiğine uygulamada sıklıkla karşılaşılmaktaydı.
Yine uygulamada yaşanan sıkıntılar sonucunda ilgili madde hükmüne “somut delillere dayanma” şartı getirilmiştir. Dolayısıyla artık Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 100. Maddesinde düzenlenen katalog suçlar hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için yalnızca kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığını yeterli olmayıp işbu kuvvetli şüphenin somut delillere dayandırılması gerekmektedir.
Yani bu değişiklik ile artık; tutuklama kararı verilirken hakimin kuvvetli şüphenin varlığına neden kanaat getirdiğini somut olgularla açıklama zorunluluğu bulunmaktadır denilebilir. İşbu hükmün uygulamadaki etkilerinin neler olacağını, keyfi tutuklamaların ne denli önüne geçeceğini ise zaman gösterecektir.
Tutuklamanın Şartlarına “Adli Kontrol Uygulamasının Yetersiz Kalması” Şartı Da Eklenmiştir.
14 Temmuz 2021 tarihindeki değişiklikten önce tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda;
1. Kuvvetli suç şüphesini,
2. Tutuklama nedenlerinin varlığını,
3. Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu,
gösteren delilleri somut olgularla gerekçelendirerek gösterme zorunluluğu bulunmakta iken; değişiklik ile birlikte bu şartlara “adli kontrol uygulamasının yetersiz kalması” şartı şeklinde 4. bir şart eklenmiştir.
Yani artık tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda; adli kontrol uygulamasının neden yetersiz kaldığının da somut olgulara dayanan delillerle açıklanması gerekmektedir.
Sonuç
14 Temmuz 2021 tarihi itibariyle yayımlanıp yürürlüğe giren yakalama ve tutuklama hakkındaki yeni düzenlemelerin ve değişikliklerin olumlu gelişmeler olarak nitelendirilmesi mümkündür. Ancak kanunun lafzında yapılan işbu değişikliklerin neden yapıldığının uygulamacılar tarafından idrak edilmesi ve bu değişikliklerden sonra verilecek yakalama ve tutuklama kararlarında uygulayıcıların bu değişiklikleri göz önünde bulundurması gerekmektedir. Aksi takdirde; kanun koyucunun yapmış olduğu işbu değişikliklerin olumlu sonuçları ile uygulamada karşılaşmak mümkün olmayacaktır.
Comments