Genel Olarak
COVID-19 (Koronavirüs) pandemisi, işbu yazının kaleme alındığı 21.08.2021 tarihinde halen daha etkisini sürdürmekte ve pandeminin sona ermesini sağlayacak yegâne unsurun ise aşı olduğu yönünde iddialar ileri sürülmektedir.
Ancak şu ana kadar uygulanmakta olan aşıların tamamı acil kullanım izni alınarak piyasa sürülmüş aşılar olduğundan işbu aşılara karşı tereddütle yaklaşan oldukça büyük bir kesimin de bulunduğu gözlemlenmektedir.
Aşının güvenilirliği ve verimliliği noktasında belirsizlikler devam etse de ülkemizde, zorunlu aşı ve zorunlu PCR testi konuları gündeme getirilmekte ve çokça tartışılmaktadır.
20.08.2021 tarihinde ise; “Bazı Faaliyetler İçin PCR Testi Zorunluluğu” konulu bir genelge yayımlanmış olup işbu genelgeye göre; 6 Eylül 2021 tarihinden itibaren toplu faaliyetlere katılırken, toplu taşıma araçları ile seyahat ederken vs. aşı olmayan kişilere negatif sonuçlu PCR testi zorunluluğu getirileceği ifade edilmiştir.
Aşı olmayan kişileri dolaylı olarak aşı yaptırmaya veya direkt olarak PCR testi yapmaya zorlayan işbu genelgenin toplum nezdinde çokça tepki çekmesi üzerine tarafımızca genelgenin geçerliliği ve Covid-19 aşısının ülkemizde zorunlu hale getirilip getirilemeyeceği konularına yönelik işbu yazıyı kaleme alma gerekliliği duyulmuştur.
Covid-19 Aşısı Türkiye’de Zorunlu Hale Getirilebilir Mi?
Covid-19 aşısının zorunlu hale getirilip getirilemeyeceği konusu, Anayasal hakları etkileyen bir konu olup incelemeye Anayasal boyutu üzerinden başlamak en doğrusu olacaktır.
T.C. Anayasası’nın 17. Maddesine göre;
“Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.”
Görüldüğü üzere; tıbbi bir zorunluluk olsa dahi; kanuni bir düzenleme olmaksızın kişinin vücut bütünlüğüne dokunulması mümkün değildir. Zira, yine Anayasanın 13. maddesinde; temel hak ve hürriyetlerin yalnızca Kanunla sınırlandırılabileceği de açıkça ifade edilmiştir.
Dolayısıyla; Türkiye’de Covid-19 aşısının zorunlu hale getirilebilmesi ancak ve ancak kanuni düzenleme ile mümkündür. Mevcut durumda ise; Umumi Hıfzıssıhha Kanunu da dahil olmak üzere Covid-19 aşısının zorunlu hale getirilmesine cevaz verecek herhangi bir kanun maddesi bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; Türkiye’de kanuni düzenleme yapılmaksızın aşının zorunlu hale getirilmesi olasılık dahilinde olmamalıdır. Güncel mevzuat kapsamında; zorunlu aşı uygulamasının getirilmesi hukuken mümkün değildir.
Elbette ki tüm bu açıklamalar; Covid-19 aşısının bilimsel olarak aşı niteliğinde kabul edilmesi ihtimali için geçerlidir. Covid-19 aşısı olarak nitelendirilen aşıların henüz tamamlanmadığı kabul edilirse; henüz deneme aşamasında olan bu aşıların tıbbi deney olduğunun kabulü gerekecektir.
Bir kimsenin bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulması ise ancak rızası ile mümkündür. Güncel Covid-19 aşılarının deney aşamasında olduğunun kabulü halinde ise; kanuni düzenleme dahi yeterli olmayacak ve kişinin rızasının alınması gerekecektir.
Genelge İle Covid-19 Aşısı Zorunlu Hale Getirilebilir Mi?
Bir önceki başlık altında da ifade edildiği ve Anayasa’nın 13. ve 17. maddelerinde de düzenlendiği üzere; ülkemizde Covid-19 aşısının zorunlu hale getirilebilmesi için mutlaka kanuni düzenlemenin yapılması gerekmektedir. Kanuni düzenleme olmaksızın Covid-19 aşısının zorunlu hale getirilmesi mümkün değildir.
Dolayısıyla genelge ile, Cumhurbaşkanı kararı ile veya kanun dışında başkaca herhangi bir yolla Covid-19 aşısının zorunlu hale getirilmesi mümkün değildir.
20.08.2021 tarihinde yayımlanan “Bazı Faaliyetler İçin PCR Testi Zorunluluğu” konulu genelgenin kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme haklarını ihlal eder nitelikte olduğu göz önünde bulunduğunda işbu genelgenin de hukuka uygun olmadığının kabul edilmesi gerekmektedir.
Genelgenin İptali İçin Dava Açılabilir Mi?
Covid-19 pandemisi ile birlikte ülkemizde, genelge ismi sık sık duyulmaya başlanmıştır. Son olarak 20.08.2021 tarihinde yayımlanan “Bazı Faaliyetler İçin PCR Testi Zorunluluğu” konulu genelge ile birlikte genelgelerin iptalinin dava edilip edilemeyeceği de tartışılmaya başlanmıştır.
Genelge, niteliği itibariyle idarenin düzenleyici işlemlerindendir. İdarenin düzenleyici işlemlerinin de iptali mümkün olup düzenleyici işlemin ilanı tarihinden itibaren 60 gün içerisinde iptal davası açılması mümkündür.
Ayrıca düzenleyici işlemin ilan tarihinin üzerinden 60 gün geçmiş olup olmadığına bakılmaksızın düzenleyici işlem kapsamında kendisine işlem uygulanan ilgililerin işlemin uygulanma tarihinden itibaren bu işlemle birlikte yine düzenleyici işlemin iptali için de 60 gün içinde dava açmaları mümkündür.
Comments